RAHEL TANRIYLA HESAPLAŞIYOR - STEFAN ZWEİG
William Dyce - Rachel (Rahel)
"Beni duymadın mı, Her zaman, her yerde olan tanrım, beni duymadın mı, her şeyi duyan tanrım, yoksa cahil bir kulun olan ben mi açıklayayım sana?
Kıskanmıştım ben de, tıpkı şimdi benim çocuklarım Senin yerine başka tanrılara tütsü yaktığında senin kıskandığın gibi.
Senin için merhamet etmiştim.
Fakat Sen Tanrıy'san Her şeyin efendisiysen o zaman hoşgörünün onların kibrinden, merhametinin onların hatalarından daha büyük olması gerekmez mi?
Eğer merhametin sonsuz değilse, Sen de sonsuz olamazsın. O zaman Sen de TANRI değilsin.
Sen yabancı bir Tanrı'sın, öfkeli bir Tanrı'sın, cezalandıran bir Tanrı'sın, sadece seni sevenleri seven ve sadece merhamet edene hizmet eden ben, ben, Rahel o zaman seni meleklerinin önünde reddediyorum!
Rahel, sevgili Rahel bu ne büyük bir cesarettir ki sen Tanrı ile böyle konuşuyorsun. Yoksa Stefan sen misin! Stefan Zweig'in bilmem kaçıncı kitabı ile yeniden buluşmanın heyecanını yaşarken tabiki her zaman ki gibi çabucak kitap bitiverdi. Bu seferki eserin türü menkibe adı verilen dini konuları işleyen kısa hikayelerdir.
1.BÖLÜM " RAHEL TANRI İLE HESAPLAŞIYOR"
İnsanların Tapınaklarına farklı putları koyması, onlar için adak adamasına kızan Tanrı, onları yok etmek için tufan oluşturmaktadır. O kadar çok kızmıştır ki mezarlarında yakan ruhlar bile uyanır. İbrahim, Musa, İlyas vb. bir çok peygamber tanrının gazabından insanları kurtarmak için af dilerler ancak nafile. Tanrı oldukça öfkelidir. Rahel, Yakub'un karısı Yusuf'un anası Rahel Tanrı ile konuşmaya başlar. Onun sözlerini Tanrı büyük bir dikkat ile dinler. Bahsettiği şeyler Yakub ile tanışması, 7 yıl boyunca Yakub'a kavuşmak için beklemek zorunda kalışı, düğün gününde babası tarafından aldatılarak kız kardeşini Yakub'un koynuna vermek zorunda kalması gibi olayların içinde bulunduğu ruh durumlarını, kıskançlıkla mücadelesini, tanrı sevgisini anlatır. Sözleri ile Tanrıyı ikna etmesi yer alır.
Sonuna kadar olan kısım yani Rahel'in hayatı Tevrat'ta yer alan şekli ile verilmiştir.
BASIM YILI : 1929
SAYFA SAYISI: 20
2.BÖLÜM "ÜÇÜNCÜ GÜVERCİNİN HİKAYESİ"
Nuh tufanından sonra gemide kalanlar artık suların ne zaman çekileceğini, huzurun yeniden ne zaman hayatlarına gireceklerini merak etmektedirler. Nuh 1.güvercini yollar ve güvercin geri döner. Bir hafta sonra 2.güvercini yollar, güvercin ağzında bir zeytin dalı ile geri döner. Suların çekilmeye başladığını anlayan Nuh bir hafta sonra 3.güvercini yollar ve güvercin geri gelmez.
Hikayenin burasından sonrası Stefan'ın kendi kurgusudur. Artık güvercin özgürlüğü için kanat çırpmaktadır. Huzurlu bir ortam bulur ve oraya yerleşir. Bir sürü sonra insanların onun hayatına müdahele edecek yaklaştığını fark eder. Nuh'un vermiş olduğu görevi hatırlamıştır ancak bunu yerine getirmek için çok geçtir. Zeytin dalı bularak Nuh'a gitmek için çabalasa da, yorgun olsa da sürekli uçmak huzur dolu bir yer aramak zorundadır.
"Havada siyah, metal kütleler uçuşuyormuş, düştükleri yerde toprak dehşetle yerinden fırlıyor, ağaçlar saman gibi kırılıyormuş. Rengarenk giysiler içindeki insanlar birbirlerine ölüm getiriyor, makineler ateş ve yangın saçıyormuş.
Güvercin rüyasından uyanmış. Etrafında yalnızca ölüm ve felaket olduğunu görmüş, nasıl ki bir zamanlar dünyayı sular bastıysa, şimdi de ateş çemberi sarmış her yeri.
Barışın hüküm sürdüğü bir yer bulmak için uçmuş. Barışı bulmak için dünyamızın üzerinde uçup durmuş, fakat ne tarafa doğru uçtuysa sadece bu yıldırımları ve insanların şimşeklerini görmüş, dünyanın her yerinde savaş varmış.
Basım Yılı: 1916
Sayfa Sayısı: 7
3.BÖLÜM "ÖLÜMSÜZ KARDEŞİN GÖZLERİ"
Bu hikayenin esin kaynağı Bhagavad Gita adlı eski bir metindir. Hindu dinine ait olan metin bir adamın günahsız yaşamak için uğraşını anlatmaktadır.
Virata adlı adam herkes tarafından çok sevilen ve saygı duyulan biridir. Bu adamın yaşadığı ülkede kral, krallığının yarısını karısına bırakır. Karısının kardeşi ülkenin tamamına sahip olmak için, krallığın güçlü komutanlarına hediyeler verir. Oldukça güçlenen adam ülkeye savaş açar. Kral'ın güvenebileceği kimsesi yoktur Virata'dan başka. Virata'dan ricada bulunur ve karşı tarafa savaş ilan eder. Virata güvendiği askerleri ile gece baskınında karşı tarafı yener. Sabah olup, her yer aydınlandığında düşman çadırında kardeşini de öldürdüğünü anlar ve elindeki kılıçını nehre atarak tövbe eder. Kral zafer karşısında ona komutanlık teklif etse de Virata kabul etmez. Bu durumda yargıç ünvanını verir. Adaleti sağlaması için. 6 yıla yakın bir süre kimseyi öldürmeden hükmünü beyan eder. 7.yılında 11 kişiyi öldürmüş bir adam getirilir. Adamın asi bakışlarında ölmüş kardeşinin bakışları vardır. Bu adama verdiği cezayı yaşamak için 1 ay boyunca yer değişirler. 1 ay sonunda yeni bir adamdır artık. Münzevi hayatı dediğimiz ailesiyle evinde yaşar. 6 yıl sonra bir gece oğullarının bir köle davranışından dolayı evi terk eder ve insanlardan tamamen soyutlanır. Bir adamın Vitana'yı görmesi ve durumunu beyan etmesiyle insanlar arasında onun gibi yaşamak isteyenler Hakka İnananların Ormanı denilen yere giderler. Kimse kimse ile konuşmaz. Bir gün ölen birini yakmak için odun ve gücü kendinde bulamayan Virata yardım istemek için bir köye gider. Burada ona düşmanca bakan "kardeşinin gözleriyle" bir kadın ile karşılaşır. Kocasının onun yollunda gittiğini, arkasında evlatlarını ve karısını düşünmediği için 3 evladının da katilini Virata olarak bellemiştir.
"Tüm eylemler Tanrının isteğidir ve hiç kimse kendi iradesiyle kaçamaz. Tanrı'dan ve suçun yasasından. Sen kendi eyleminin efendisi olduğunu ve başkalarına da bunu öğrettiğini sana bir kibirliden başka bir şey değilsin."
İnsanlara dolaylı ya da dolaysız zarar verdiği için pişmanlık duyan Virata Kral'ın huzuruna çıkar. Kral söylediği sözlerden dolayı "köpek bakıcısı"görevine getirilir. Zamanında yaptığı ün ve saygı ölünceye kadar unutulur. Kimsesiz bir adam olarak öldüğünde ona saygı gösterip yakacak kimsesi yoktur.
Basım Yılı: 1922
Sayfa Sayısı: 43
Sayfa Sayısı: 70
Yayın Evi: İş Bankası Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder