SANIK - YILMAZ GÜNEY
YILMAZ GÜNEY- SANIK
"Köylülerini, yırtık şalvarları bükük boyunlarıyla işçi pazarında görünce üzülürdü Yaşar. Yaşar; günlerce ağlardı onlar için, günlerce ders kitaplarının başından kalkmaz, bir gün adam olmayı, büyük bir adam olmayı ve onlara, köylülerine yardımcı olmayı, onları işçi pazarlarından kurtamayı kurardı. Fakat zaman Yaşar'a, ezilenlerin yalnızca kendi köylüleri olmadığını öğretti. Onlar çoktu. Hakkari'den Edirne'ye dek onlarla doluydu. Ve gözyaşı kurtarmazdı onları. Ve okuyup adam olarak onları kurtarmak mümkün değildi. Onlar kendi göbeklerini kendileri kesecekti. Şimdi şu askı odasında , onları, yüzleri, binleri, onbinleri düşünüyordu Yaşar."
Öyle bir gün düşünün ki, okula gitmişsiniz, polisler sizi almaya gelmiş. Tamam devrimci( Komünist)siniz. Bazı suçlar işlemiş, hasipte yatmışsınız. Ama sizi almalarını beklemiyorsunuz ve polisler sizi alıp gözlerinizi kapatarak İstanbul dışında bilmediğiniz, neresi olduğunu tahmin etmediğiniz bir yere götürüyor. Ne olduğunu anlamadan "Açıkla!" diye cümleler yöneltiliyor. Neye uğradığınızı şaşarsınız değil mi! İşte Yaşar Yılmaz'ın yaşadıkları da bu. Sorgu ve işkence üzerine yazılmış bir kitap.Ve gerçekliği acımasız.
"Kısa vadede büyük karlar peşinde koşmak zorundadır o. Bu yüzden kitle hareketleri, grevler, boykotlar, işgaller, halkın uyanışı, işine gelmeyecektir. Çünkü kitle hareketleri, artan işsizlik, hayat pahalılığı, kaçınılmaz olarak, kapitalist sömürüyle uzlaşamaz sınıf ve tabakaları, devrimin gerekliliğine inandıracaktır.
Peki ne yapacak sermaye?
Baskıya ve zulüme başvuracaktır. Kendine en uygun siyasi sisteme başvuracaktır. Bunun adı FAŞİZM."
Konusu:
Kitapta anlatılan durum Yaşar Yılmaz adında üniversite son sınıf öğrencisi, siyasi olaylara karışmış biridir. Bir gün bu genci, bilinmeyen bir yere kapatırlar. Bileklerini zincir bağlanmış, gözleri kapatılmıştır. İnsanların yüzlerini görmez sadece sesler vardır. Bu sesler ondan birşeyler anlatmasını bekler. Bir olayı itiraf etmesini. Ancak Yılmaz'ın anlatacağı bir olay yoktur. Tüm bildiklerini anlatır ancak yine de sesler durumu beğenmez ve işkence ile beklenilen ifadeyi almaya çalışırlar.
"Her gördüğünüz askere "Komutanım", her sivil baskıcıya "Abiciğim, efendim, beyfendi" diyerek paçanızı kurtarmak için yaltaklanacaksınız. Ama kıçınıza cop sokulduğu zaman, ananızı avradanıza sövüldüğü zaman, aç bırakıldığınız, falaka altında kendinizden geçtiğiniz zaman aklınız başınıza gelecek."
Vedat Demircioğlu "68 Kuşağının ölen ilk ismi"
Kitapta Geçen Bazı Olaylar
*Yurt Baskını (1968)
*15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi
*İstanbul Kültür Sarayı Yangını (AKM Yangını)
"Hakkını arayan, haksızlığa tepki gösteren herkes "Komünist"tir ve EZİLMELİDİR."
"Kitaptan Alıntı"
*Sanık, insanın direnme gücünü, değişebilme durumunu, ayrıca yazarın bilinçlenme sürecini yansıtması bakımından
Yılmaz Güney'in en başarılı romanı sayılmaktadır.
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 151
İlk Yayın Tarihi: 1988
Kitabın Adı: Sanık
*Selimiye Üçlemesinin Son Kitabıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder