GILGAMIŞ DESTANI - ANONİM



GILGAMIŞ DESTANI

   "Ah ölecek miyim? Enkidu gibi mi olacağım ben de?"

   Gılgamış Destanı ismini çok duyduğumuz, büyük bir çoğunluğumuzun okumadığı destan. Evet adı aslında içeriğini bize dile getiriyor.  Uruk kralı yüce Gılgamış'ın (150 yıldan fazla hüküm sürmüş gerçekten yaşamış kral) başından geçen olayları anlatmaktadır. İnsanoğlunun ilk yazılı eseridir. Mezopotamya bölgesinde Akadça, Sümerce vb. dillere çevrilmiş ya da o dillerde yazılmış olan eser tabletler şeklinde 75.000'den fazladır. Tabletlerin büyük kısmı kırıldığından ya da tahrip olduğundan eser kısmi olarak tamamlanarak tutarlı bir olay örgüsü içinde 11 bölümden oluşmaktadır. 12.bölüm farklı bir kaynaktan elde edildiği ve genel hikayeden bağımsız bir bölüm olduğu için onu almadım. Ancak kitap orijinal 12.bölümden oluşmaktadır.

Yaşam sevgisi, yiğitlik, aşk gibi konuları işleyen bu destan insanın "ölümsüzlük arayışı"nı anlatmaktadır. Ancak bu destanda Gılgamış aradığını bulamaz ve ölümün her insan için gelmekte olduğunu kabullenir. 

Dostunu kaybetmiş Gılgamış için zor bir durumdur. 



   
    GILGAMIŞ DESTANI OLAY KURGUSU:

1.BÖLÜM:
Gılgamış'ın kötü bir kral olduğundan, Uruk şehrinin kurulumu ve yerinden bahsetmektedir. Uruk halkı bu zorbalığa dayanamaz ve tanrılara dua ederler. Tanrılar Gılgamış'a eş birini oluşturur. İkisi arasında büyük benzerlikler olmasına rağmen oluşan Enriku hayvanlar tarafından büyütülmüş, vahşi bir hayat yaşamaktadır. Bir çoban tarafından fark edilen Enriku, Gılgamış tarafından yollamış Yosma tarafından baştan çıkarılır ve medeniyet ile tanışır.


2.BÖLÜM
Enriku ve Gılgamış karşılaşması. Gılgamış evlenmiş olan çiftlerin gerdek gecesini kadın kendisi ile yatmaktadır. Bu duruma çok kızan Enriku Gılgamış ile kavga eder. Güçte aynı olan iki genç birbirleri ile anlaşırlar ve yakın arkadaş olurlar. Gılgamış Enriku'ya Sedir ormanlarına gidip Humbaba'yı öldürmeyi teklif eder.

3.BÖLÜM
Ormana gitmeden önce halk ile konuşulur. Onlardan öğütler alınır, hazırlık yapılır.

4.BÖLÜM
Gılgamış yol boyunca 6 tane düş görür, Enriku bunları yorumlar.



5.BÖLÜM
Humbaba ile savaşmaları, onu yenmeleri. Humbaba'nın kafasını kesip, sedir ağaçlarından yaptıkları tekne ile Urut'a gitmelerini anlatır.

6.BÖLÜM
Urut'a döndükten sonra Tanrıça İştar Gılgamış'a asılır. Gılgamış tanrıçayı aşağılayarak, ona eski sevgililerini hatırlatarak reddeder. Bunun üzerine İştar babasından Gılgamış'ı öldürmesini ister ancak babasını bunu kabul etmez. Bunun üzerine Tanrılar konseyine İştar yeraltının kapılarını açacağını böylece yeryüzüne huzursuzluk getireceğini söyler.Tanrılar karşı koyamaz ve Gök Boğasını Urut'ta yollar. Gılgamış ve Enriku boğayı öldürür.

7.BÖLÜM
Humbaba ve Gök Boğasının ölümü hayattaki bazı dengeleri bozar. Sonuçta ikisi de tanrısal yaratıklardır. Bu yüzden Tanrılar Konseyi toplanır ve Enriku'nun ölmesine karar verirler. Enriku hastalanır. Rüyasında öleceğini hisseder.


8.BÖLÜM
Enriku ölür. Gılgamış sevdiği arkadaşını kaybettiği için ağıtlar yakar. Bütün halkın da ağıt yakmasını sağlar.

9.BÖLÜM
Enriku'nun cesedine baktığında kendisinin de bir gün öleceğinin farkına varır ve "ölüm korkusu"nu hissetmeye başlar. Bu durumun çözümü olarak kendisini yollara vurur. Akrep adamlar ile karşılaşır. Nedenini söyleyince Akrep adamlar dağın içinden geçmesine izin verirler.

10.BÖLÜM
Gılgamış denizin kıyısında içki yapan ve satan Siduri adlı adamla karşılaşır. Ondan Ut-Napiştim adlı adamı nasıl bulacağını öğrenir. Ut-Napiştim'in kayıkçısı kıyıya geldiğinde Gılgamış ona saldırır ve taşları parçalar. Bu adam ile konuştuğunda karşıya geçiş için ormandan kütükler kesmesini söyler Gılgamış'a. İkisi beraber karşıya geçerler.

11.BÖLÜM
Kayıkçının yardımı ile karşıya geçtiğinde tanrıların ölümsüzlük verdiği adam ile karşılaşır. Perişan haldeki adama Ut-Napiştim birkaç testen geçirir ancak Gılgamış başaramaz. Gılgamış Ut-Napiştim'e ölümsüzlüğü nasıl elde ettiğini sorduğunda "TUFAN" olayını anlatır. 
*Tufan kısmı din kitaplarındaki ve diğer Tufan efsanelerinin temelini oluşturmaktadır. Büyük bir çoğunluk ile olay tutmaktadır.
Ut-Napiştim Gılgamış'ın bu perişan halinden etkilenir ve "Ölümsüzlük otu- Gençlik otu"nun denizin dibinde olduğunu söyler. Denize atlayan Gılgamış otu alır ancak yolculukları sırasında otu yılana kaptırır. Eli boş bir şekilde Uruk'a geri döner.



12.BÖLÜM
Bu kısım efsaneden bağımsız bir şekilde farklı bir efsaneyi konu almaktadır.
Güney rüzgarının devirdiği bir ağacı, Tanrıça İnnana kendi bahçesine diker. Bu ağacın dibine yılan, ortasına Şeytan ve tepesine kuş tüner. Bunlardan kurtulmak için kardeşinden yardım ister ancak yardımına sadece Gılgamış gelir. Gılgamış bu şeyleri kovduktan sonra kendisine tokmak ve davul yapar. Bu tokmak ve davul cehenneme düşer. Gılgamış üzülür ve bunları almak için Enriku gönüllü olur. Gılgamış cehennemde başına gelecekler konusunda Enriku'yu uyarır ancak o dinlemez ve yapma dediği her şeyi yaparak cehennemde kalır. Bu duruma üzülen Gılgamış tanrılara yalvarır. Sadece insanları çok seven Ea baba tarafından duası duyulur ve cehennemden bir nefeslik yer açılır. Enriku ile yeniden karşılaşan Gılgamış Cehennem hakkında sorular sorar. Oranın nasıl bir yer olduğunu öğrenir.


KİTAPTAN 

"Ölüm ki yüzünü görmemiştir hiç kimse daha,
Sesini duymamıştır hiç kimse;
İnsanları kırıp geçiren acımasız ölüm."

"Güneşi gören gözler
Yok oluveriyor günün birinde!
Uyuyan ile ölü aynı şeydir;
ölümün resmini çizen çıkmamıştır."

"Toplandı Büyük Tanrılar,
hem yaşamı verdi biz insanlara, hem de ölümü,
ama ölümün zamanını vermedir."


Yayın Yılı: ?
Basım Evi: Bir çok basım evimden çıkmıştır.
*İş Bankası Yayınları tavsiye edilir.
Sayfa Sayısı: 128




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

RAHEL TANRIYLA HESAPLAŞIYOR - STEFAN ZWEİG

ŞAİR EVLENMESİ - ŞİNASİ

KÜÇÜK ŞEYLER - SAMİ PAŞAZADE SEZAİ